İlk romanım "Kimlink" çıktı!
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: youtu.be/bsTzvrg-Pi4
Yıllardır hazırlamak istediğim ve yıllardır da yine benden yoğun şekilde beklenen "Tolstoy kitapları okuma rehberi"me hoşgeldiniz. Bu inceleme 20 küsür kitabın, pek çok makalenin, binlerce sayfanın ve sayısız içselleştirmenin ekranlarınıza bir öz olarak yansımasıdır.
Sadece 5-10 dakikanızı ayırıp bu incelemeyi sonuna kadar okuduğunuz takdirde belki de aylarınızı alacak Tolstoy okumalarınızı daha bilinçli yapabilir ve onun Rus edebiyatı için önemini anlamlandırma konusunda iyi bir yol alabilirsiniz. Daha çok okurun bu rehberden faydalanabilmesi için de bu incelemeyi paylaşabilirsiniz.
Doğum günümde arkadaşlarımla partilemek ve pasta yemek varken sizce neden Tolstoy'un ve kitaplarının daha iyi anlaşılabilmesi için bu yazıyı yazıyorum dersiniz? Çünkü biz okurlar, bazen bir yazarı okuduktan sonra yeniden doğmuş gibi hissederiz. Böylelikle farklı yazarların farklı kitaplarını okuya okuya aslında fark etmesek de benliğimizin doğum günü hediyesini vermiş oluruz. Peki Tolstoy'un benliğindeki "savaş ve barış"ları nasıl daha iyi anlayabiliriz?
Her zaman demişimdir, insanın içinde her gün olup biten savaş ve barışlar, dünyada olup biten savaş ve barışlardan daha kanlıdır, çetindir ve kalıcıdır. Her gün beynimizden Napolyonlar saldırır kalbimize ve yine her gün Aleksandrlar savunur kalbimizi yarım yamalak savaş taktikleriyle. Savaş fotoğrafçımız olan gözlerimiz de bütün bu duygu ve düşünce cephelerindeki savaşları kaydeder deneyim cehaletiyle. Peki Tolstoy bu denklemin neresinde?
Bizler gibi Tolstoy'un da içinde kopan "savaş"ları ve "barış"ları vardı. Hatta İtiraflarım kitabını yazdıktan sonraki Tolstoy, İtiraflarım kitabından önceki Tolstoy'a resmen savaş açmıştı. İtiraflarım kitabı bir nevi Tolstoy'un yeniden doğuşuydu, miladıydı ve benliğine karşı ilan ettiği ateşkesti. Bu ateşkesten sonra yazdığı İnsan Neyle Yaşar?'la, İvan İlyiç'in Ölümü'yle, Kreutzer Sonat'la, Diriliş'le ve daha nicesiyle hep kendi benliğine karşı açtığı savaştan sonra barışmanın yollarını aradı Tolstoy.
Çocukluk'ta samimi ve bilinçsiz isteklerle oldu, İnsan Neyle Yaşar'da ise bilinçli bir şekilde Tanrı'yı istediğini biliyordu. Sivastopol'de hakiki insanları öldürmek istedi, İvan İlyiç'in Ölümü'nde ise ölmek üzere olan bir insanın içindeki hakikatleri anlattı. Aile Mutluluğu'nda mutlu bir aile hayatı için evliliğin şart olduğunu, Kreutzer Sonat'ta ise evliliğin şeytani ve gereksiz bir şey olduğunu anlattı. "İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur" diyenlere karşı büyük bir savaş açan Tolstoy, yedisinde neyse sekizinde bile aynı Tolstoy olmadı.
Ne yazdı ki Tolstoy? Savaş ve Barış'ta bildiğiniz Napolyon'u konuşturdu, Anna Karenina'da her mutsuz ailenin neden mutsuz olduğunu anlattı, neredeyse her kitabında insanların içlerinde her zaman bir yerlerde gizli olan Tanrı'yı nasıl bulabileceklerini vaaz etti, fakir Rusların halinden daha iyi anlamak için tebdil-i kıyafetle onlar gibi giyinip evden kaçtı, hayatı boyunca Dostoyevski'yle, Turgenyev'le kapıştı ama onlarla birlikte dünyanın en iyi yazarlarından biri olacağını o anda bilmiyordu bile. Baştaki soruyu düzeltmek gerek o zaman: "Ne yazmadı ki Tolstoy?"
Sanki bugüne kadar okuduğumuz her yazardan bir parça bulabiliyorduk onun kitaplarında. Anna Karenina'sını okurken Gogol'ün Ölü Canlar kitabını, İvan İlyiç'in Ölümü'nü okurken Camus'nün Düşüş kitabını, Efendi ile Uşağı'nı okurken Erich Fromm kitaplarını, Diriliş'ini okurken Dostoyevski'nin Ölüler Evinden Anılar ve Kafka'nın Dava kitabını okuyorduk sanki.
Tolstoy'un olağanüstü şeylerle pek işi yoktu, o kendi inandığı olağanüstü Tanrı'yı insanlar için olağanlaştırmaya ve meşrulaştırmaya çalışan sıradan bir insandı sadece. İnandığı yolda yeri geldi Hristiyan kilisesine saldırdı ve sadece Hz. İsa odaklı bir yol izledi. Bunu yaparak bana hem Kierkegaard'ın kiliseyi dışlayan varoluşçuluğunu hem de Andrey Tarkovski'nin Andrei Rublev filminde olduğu gibi Rublev karakterinin Tanrı ile insanı barıştırmak için dünyaya geldiğini hatırlattı. En nihayetinde, Tolstoy'un kendi İsa'sını buluşundan önce yazdığı kitapları, İtiraflarım'dan sonra yazdığı kitaplarla hep savaş içinde oldu. İnançlı Tolstoy, şehvetperest Tolstoy'la; evliliğe düşman Tolstoy, aile müptelası Tolstoy'la; sakin ve çocuklu bir yaşamı isteyen Tolstoy, savaşlı ve zikzaklı bir hayatı savunan Tolstoy'la ömür boyu savaştı!
İsterseniz bütün bu yazdıklarımı ve diğer detayları bir video olarak da izleyebilirsiniz: youtu.be/bsTzvrg-Pi4
Benim önerdiğim mutlaka okunması gereken en önemli kitaplar sırası:
1- Çocukluk, Gençlik, İlkgençlik (İletişim Yayınları) (1852 - 1857)
2- Sivastopol ya da Kazaklar (İş Bankası Kültür Yayınları) (1855 - 1863)
3- Aile Mutluluğu (İletişim Yayınları) (1859)
4- Savaş ve Barış (İş Bankası Kültür Yayınları) (1869)
5- Anna Karenina (İş Bankası Kültür Yayınları) (1877)
6- İtiraflarım (Antik Yayınları) (1880)
7- Din Nedir? (Kaknüs Yayınları) ya da İncil’in Kısa Bir Özeti (1902)
8- İnsan Neyle Yaşar? (İş Bankası Kültür Yayınları) (1885)
9- İvan İlyiç'in Ölümü (Can Yayınları) (1886)
10- Kreutzer Sonat (İş Bankası Kültür Yayınları) (1889)
11- Efendi ile Uşağı (İş Bankası Kültür Yayınları) (1895)
12- Diriliş (İş Bankası Kültür Yayınları) (1899)
13- Hacı Murat (Can Yayınları) (1912 - 1917)
Ek olarak okuyabileceğiniz bazı biyografi ve eleştiri kitapları:
- Henri Troyat’ın Tolstoy biyografisi (İletişim Yayınları) (Kitapları okurken paralel olarak bu biyografiden ilerlenebilir)
- Andrzej Walicki, Rus Düşünce Tarihi
- Romain Rolland, Tolstoy'un Yaşamı
- Stefan Zweig, Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy
Daha çok okurun bu rehberden faydalanabilmesi için bu yazıyı ve videoyu paylaşabilirsiniz. Keyifli ve Tolstoy'un "savaş ve barış"ları arasında kendi benliğinizle savaştığınız ve barıştığınız meraklı okumalar dilerim.